8 Kasım 2008 Cumartesi

Ey Balçık Dünya

Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belalar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf beladan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.

İsa'nın yurdu değilsin sen,
yayıldığı yersin eşeklerin.
Nerden tanıdım seni bilmem ki,
nerden parçası oldum bu yerin?

Bana vermedin bir yudum tatlı su,
sofranı yaydın yayalı.
Elimi ayağımı bağladın gitti,
elimin ayağımın farkına varalı.

Bırak da bir ağaç gibi
yerin altından çıkarıp ellerimi
sevgilinin havasıyla sarmaş dolaş olayım,
uzayıp gideyim bari.

Ey çiçek, dedim çiçeğe,
dedim, bu küçük yaşta sen,
neden ihtiyar oldun bu kadar,
dedim, nasıl oldu bu böyle?

Çocukluktan kurtuldum, dedi çiçek,
sabah rüzgarını tanıyalı,
hep yukarı doğru çıkar
yukarlardan gelmiş bir ağaç dalı.

Şunu da söyledi çiçek:
Madem aslımı tanıdım,
madem yersizlik alemi aslım,
artık bana tek bir şey düşecek:
Yücelip aslıma gitmek.

Sus yeter artık,
var git yokluğa haydi,
yoklukta yok ol.
Git, yokluklardan tanı
yokluktan var olanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder